8 Mart 2011 Salı

Oda, Pencere, Kar

Ayaklarımı peteğe dayamış ısıtırken bir yandan da tülü açıp yağan karı seyre başladım.
Yaşadığım yeri gerçekten seviyorum ben.
Odamın baktığı evleri, çam ağaçlarını, tülümü, süveterimi...
Bir sürü şeyi seviyorum ben.
Karı da seviyorum.
Çok güzel yağıyor.
Bir de Rashid Behbudov var, onu da seviyorum sesinden ötürü.
Azeri müziğini de sevmeye başladım ondan ötürü.
Daha sevecek ne çok şey var.
Gidip biraz da ton balıklı salata seveyim.

3 Mart 2011 Perşembe

Bir hapşırıktan çıktım yola, bu işin sonu hayrola!


Başlıkta sinyallerini verdiğim üzere aksırıp tıksırarak mevsim normallerini yaşamaya çalışıyorum. Bir başında hasta olurum kışın, bir de sonunda. Tıpkı ramazanın sadece başında ve sonunda oruç tutan, tüm ramazan gönlü hoş olan insan gibi.

Grip olduğumda aynaya bakıp '' Ne kadar da hasta olmuşum, göz altlarıma bak.. Vay banaa..'' deyip yatağa atlamadığım sefer yoktur. Ve bu sefer ki aynaya bakışımda bir pekineze benzediğimi düşündüm hastayken. Gözlerde ki ıslaklık, burundaki nemlilik... Evet, pekinezi seçmemdeki diğer sebep de ikimizde benzerlik gösteren ebatlar.

İnternette pekinez fotoğraflarına bakıp bana en çok benzeyen
pekinezi bulmaya çalıştım. Bu çalışma farklı ruh hallerinde bana çok benzeyen başka başka köpek fotoğrafları bulmama sebep oldu. İşte bir kaç tanesi.
Gribim ve de garibim.

Sevgiler herkese!